Son günlerde yapılan tüm operasyonlarda gördük ki; Parti fark etmeksizin, “belediyeler siyasetin finansman kaynağı haline geldi.
Belediyeler imar, çöp, sosyal ve kültürel hizmetler, zabıta denetim işlerini çok az personel ile yürütmeli ve Büyükşehir belediye yasası 750 bin değil, iki milyonun üzerindeki illerde uygulanmalıdır.
Personel sayısı nüfus oranına göre belirlenip her belediyede aynı sayıda olmalıdır.
Belediyelerin yaptıkları büyük yatırımlar daha önceleri il özel idareler tarafından rahat bir şekilde yapılıyordu.
Köy hizmetleri önceki dönemlerde köylerden sorumluydu ve her işi yapıyordu.
Büyükşehir belediye yasası ile bu işleyiş maalesef rafa kaldırıldı.
DSİ belediyelerin üstlendiği içme suyunu, yeraltı ve yüzeysel (baraj) sularını devletin gücü ile sağlayabilir.
Tarımsal ve hayvancılıkta kullanılan sulama projelerini devletin gücü ile yaparak barajları kolaylıkla tesis edebilirler.
Baraj gibi büyük projeleri hiçbir belediye yapacak gücü bulamaz,
yeraltı sularının kontrolünü ise belediyeler değil ancak devletin çevre müdürlüğü sağlayabilir.
MİLLETVEKİLLİĞİ DE ARPALIĞA DÖNDÜ!
Parlementer sisteme geçilsede, geçilmesede 600 milletvekili 200 civarına düşürülmelidir.
İstanbul, Ankara, İzmir gibi metropollere dört, büyükşehirlere üç, küçük şehirlere 2 milletvekili yeterli olmalıdır.
Şu anda 600 milletvekilinin ve üçer danışmanının ülkeye katkısı nedir?
Meclis personeli sayısı ise binlerle ifade ediliyor.
Milletvekili iki yılda emekli olmamalı ve maaşı ise bir öğretmen maaşını geçmemelidir.
İsveç, Danimarka, Finlandiya v.s. gibi ülkelerde milletvekili emekliliği hiçbir şekilde uygulanmıyor ve böyle bir kanun yok.
Milletvekiline ‘Çakarlı Araba’ imkanı verilmemeli, milletin vekili millete hava basmamalı.
Milletvekilleri kıyak maaşlar ile ihya edilmemelidir.
İkinci dönem milletvekilliği görevini yapanlar, emekli ve halen görevli sayılıp iki maaşı aynı anda alarak 400 bin TL maaş ile zenginleştirilmemelidir.
Öyle ya; emekliye açlık, sefillik, rezillik seviyesinde ki 17 bin TL maaşı hak gören milletvekilleri nasıl oluyor da 400 bin TL maaşı kendisine hak görüyor?
Belediyeler ve TBMM hakkında ivedi düzenlemeler gelmediği sürece bu düzen değişmez.
Ülkemiz saray düzeninden kurtulup düzgün bir parlementer sisteme geçmedikçe millet olarak daha da ezilmeye mahkum edileceğiz.
Ezcümle:
Bu düzen değişmedikçe; “Tepemizde filler tepişecek biz karıncalar ezilmeye devam edeceğiz.