Yeni yatırımlarda amortisman süresini dijitalleşmeyle kısaltacağız
Yeni yatırımlarda amortisman süresini
dijitalleşmeyle kısaltacağız
Son dönemde lojistik krizler, artan maliyetler ve finansal kısıtlarla düşen kar marjlarının un sektöründe yatırım amortisman sürelerini ikiye katladığını söyleyen Pakun Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Durgun, “5 yıl önce yatırımların geri dönüşü için 2-4 yıl yeterliyken bugün 5 yılın üzerine çıktı. Bu durum yatırım kararlarını zorlaştırıyor” dedi. Pandemi ve son dönemde yaşanan savaşların gıda ve özellikle un tedarikinin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu ifade eden Durgun “Küresel ısınmanın ve muhtemel gıda krizinin en önemli gündem maddesi haline geldiği dünyamızda, en önemli öncelikleri uluslarını beslemek olan tüm devletlerin bu konuda ciddi adımlar atması gerekiyor. Firmalar ise üretimi artırmak ve yatırım sürelerini kısaltmak için dijital dönüşümü yakalamak zorunda” dedi.
Gıda tedarik zincirinin en önemli halkasını oluşturan küresel un ticareti, son dönemde yaşanan pandemi ve savaşlar, yüksek hammadde fiyatları, tüm dünyada ve Türkiye’de yaşanan yüksek enflasyon gibi nedenlerle zor bir süreçten geçiyor. Tüm bu zorluklara bağlı olarak artan maliyetler ve düşen kar marjları, un sektöründeki yatırımların geri dönüş sürelerini de ciddi oranda yükseltiyor.
Türkiye’nin önde gelen un üretici ve ihracatçılarından Pakun’un Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Durgun, “Gıda ve özellikle de un sektöründe yatırımların amorti süreleri 2’ye katlandı. 5 yıl önce geri dönüş için 2-4 yıl yeterliyken bugün 5 yılın üzerine çıktı” dedi. Pandemi ve yakın coğrafyamızdaki savaşlar nedeniyle yaşanan lojistik krizlerin girdi maliyetlerinin yükselmesine neden olduğunu ifade eden Durgun, kar marjlarının azalması ve rekabetin artmasıyla yatırımların amortisman sürelerinin uzadığını söyledi.
“Yatırım kararı zorlaştı”
Dünya piyasalarında yatırımların sadece yüzde 20 ile 30’unun başarılı olduğuna dikkat çeken Durgun, “Piyasalardaki nakit yükselen faizle birlikte geri çekilme trendine girdi. Bu da sermaye maliyetlerini yukarı çekti. Kredi maliyetlerinin yükseldiği bir ortamdayız. Bu dönemde bir yatırım kararı almak oldukça zorlaştı” şeklinde konuştu.
2023 yılında dünya ticaretinde yaşanan yüzde 5'lik daralmanın da sektörü etkileyen bir diğer önemli etken olduğunu anlatan Durgun, “Artan navlun fiyatları, konteyner tedarikinde dönemsel olarak ortaya çıkan sorunlar ihracatçı firmaları olduğu kadar ithalatçı firmaları da zorluyor. Buğday unu üretimi için de ciddi bir ithalatımız söz konusu. Taşıma maliyetleri ürünün kendi fiyatını geçmiş durumda. Bu da arz-talep dengesinin bozulması anlamına geliyor” diye konuştu. Lojistikte ortaya çıkan sorunların aynı zamanda büyük gecikme maliyetlerine neden olduğuna vurgu yapan Durgun, şunları söyledi:
“İstihdam, enerji ve sigorta fiyatları yükseliş trendinde”
“Gecikmeler nedeniyle eski maliyetlerden satılan ürünlerdeki kârlılık düşüyor. Öte yandan istihdam, sigorta ve yakıt fiyatları da yükselme trendinde. Tüm bunlar küresel emtia fiyatlarının yükselmesine yol açıyor. Bu veriler ışığında amortisman değerlerinin de önümüzdeki yıllarda katlanarak artacağını söylemek yanlış olmaz.”
“Uluslararası anlaşma ve teşvikler önemli”
Küresel un tedarikinde uluslararası anlaşmaların ve teşviklerin hayati öneme sahip olduğuna dikkat çeken Durgun, “Gıdanın ve özellikle unun ne kadar stratejik bir ürün olduğu pandemiyle birlikte bir kez daha anlaşılmıştı. Rusya – Ukrayna savaşıyla ortaya çıkan tahıl krizinin Türkiye’nin girişimleriyle oluşturulan Tahıl Koridoru Anlaşması’yla son bulması da bu konuda uluslararası anlaşmaların ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu. Küresel ısınmanın ve çok da uzak olmayan bir gelecekte kapımızı çalması muhtemel gıda krizinin en önemli gündem maddesi haline geldiği dünyamızda, en önemli öncelikleri uluslarını beslemek olan tüm devletlerin bu konuda ciddi adımlar atması gerekiyor” dedi.
“Dönüşüm için harekete geçmeliyiz”
Sorunun çözümünde devletler kadar sektörde faaliyet gösteren firmalara da büyük görevler düştüğünü ifade eden Niyazi Durgun, dijitalleşmenin önemine vurgu yaptı. Üretimi artırmak ve yatırım sürelerini kısaltmak için sektörün dijital dönüşümü yakalamak zorunda olduğunu anlatan Durgun “Firmaların dijital dönüşümde gerekli adımları en kısa sürede atması gerekiyor. Üretim ve lojistik süreçlerini kolaylaştırıp kısaltarak gecikme maliyetlerini en aza indirecek olan dijital dönüşüm aynı zamanda üretim ve nakliyede kayıpların önüne geçerek maliyetlerimizde ciddi düşüşler yakalamamıza olanak sağlayacak” diye konuştu.
Sektördeki 51 yıllık deneyimle ihracat yönünde oldukça kuvvetli bir marka olduklarını ifade eden Durgun, “Döviz getirisi konusunda mevcut pozisyonumuzu koruma ve ihracat bazlı büyümeye devam ediyoruz. Ancak giderler konusunda özellikle vadeli işlemlerde yeni tedbirler aldık ve faydasını da gördük. Öte yandan kritik olmayan yatırımları askıya alarak operasyonel giderleri azaltmak da oldukça faydalı oldu. 2024’ün ikinci yarsısından itibaren dünya piyasalarındaki likidite akışının olumlu seyredeceğini düşünüyorum. Bu dönemde kredi kompozisyonunda döviz yatırımlarının miktarı da artırılabilir. Doğru zamanda doğru kararlar alarak markamızı büyütmeye devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.