Bugün, 18 Nisan 2024 Perşembe

NECMİ IŞIKSAL


MALKARA´DA AĞAÇ KESME KRİZİ!...

Malkara Belediye Başkanı Ulaş Yurdakul ilçede kurulacak olan modern ve kapalı Pazar yerinden sökülüp başka bir alana dikilecek olan 40´a yakın selvi ağacı için bir kaç AK trolün acımasızca belediyeye saldırmasını insafsızlık olarak değerlendirdi.


Malkara Belediye Başkanı Ulaş Yurdakul ilçede kurulacak olan modern ve kapalı Pazar yerinden sökülüp başka bir alana dikilecek olan 40´a yakın selvi ağacı için bir kaç  AK trolün acımasızca belediyeye saldırmasını insafsızlık olarak değerlendirdi.

Yurdakul; 'Bazı Ak trollerin 'gezi olaylarını bir kaç ağaç kesilecek diye çıkardınız, şimdi Malkara´da 40´a yakın çınar ağacını kesiyorlar burada da ayaklansanıza' şeklinde sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımlarla Malkara´da belediyenin ağaç katliamı yaptığı algısını oluşturmaya çalışıyorlar. Oysa biz burada ağaç kesmeyip yerinden söküp başka bir alana taşıyacağız. 

Ayrıca bu 40 adet ağaç çınar değil, selvi ağacıdır.

Gezi olaylarındaki ağaç kesme hadisesi ile bizim belediye olarak yapacağımız işin hiç bir alakası yoktur' dedi.

PEKİ CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU O GÜNLERDE GEZİ OLAYLARINI NASIL DEĞERLENDİRMİŞTİ?

'Gezi olayları Türkiye´nin zorbalığa ve diktatörlüğe karşı şanlı direnişiydi.

Olay sadece Gezi Parkı´ndaki ağaçlar değildi elbette. 

O ağaçlar bardağı taşıran son damla oldu. 

Olay, Türkiye´de son 10 yılda, Türk toplumunun DNA´sına aykırı olan her konunun, hiçbir uzlaşma aranmadan, baskı ve dayatmayla, tehdit ve sopayla; “Biz % 50 oy aldık, biz ne dersek o olur, halk da böyle istiyor”, zihniyetiyle gidiyor olmasıydı…

Olaylar özellikle Erdoğan´ın; “Evet Taksim´de ağaçta keseceğiz cami de yapacağız. 

Ben bunun iznini gidip de CHP Genel Başkanından alacak değilim, birkaç çapulcudan alacakta değilim. 

Bize oy verenler bunun yetkisini verdi zaten” ve “Ne yaparsanız yapın. 

Orası için karar verdik. Yapacağız”, diyerek her zamanki aşırı özgüveniyle ateşin üstüne benzinle gitmesiyle kontrolden çıkmıştı. 

GEZİ, doğrudan Tayyip Erdoğan´ın şahsına karşı başlatılan bir başkaldırıdır. 

Kendisi de zaten bunu çok iyi bildiği için, Çevik Kuvvet polisini acımasızca yurttaşların üzerine saldırtmıştır. 

Sokakta adam öldüren polisleri, kahramanlık destanı yazdınız, Çanakkale´den sonra 2. destanı yazdınız gibi korkunç ifadelerle korumuştur…

AKP iktidara geldiğinde ülkedeki polis sayısı 120.000´di, GEZİ öncesinde Erdoğan bu sayıyı iki katından fazlaya, 250.000´e çıkardı, çünkü eninde sonunda zorbalıklarına halkın isyan edeceğini biliyor ve bekliyordu. 

Bu isyanları bastırmak için kendi polis ordusunu göz göre göre kurdu. 

Çevik Kuvvet polisinin eğitimi, donanımı, görevi halk ayaklanmalarını bastırmaktır. 

GEZİ´de doğruyla yanlışı ayırt edemeyen başta Çevik Kuvvet olmak üzere, Türk Polisi´ni kendi halkına öldüresiye saldırtan ve haşerat gibi zehirleten İçişleri Bakanı Güler´in, oğluyla rüşvet yediği, uluslararası suçlu Reza Zarrab´ın önüne yattığı ve Türk Milleti´nin menfaatlerine ihanet ederek görev, yetki ve sorumluluklarını bir çete reisi gibi kullandığı da unutulmamalıdır…

En iyi niyetli, insani uyarıların bile  hiçbirini dikkate almadan yoluna devam eden, demokrasi ve uzlaşma kültürünün en temel kurallarını hiçe sayan bu baskıcı ve zorba zihniyetin, bir de üzerine, şiddet ve hakaret içermeyen yöntemlerle, demokrasi kültüründe önemli bir yeri olan protesto hakkını kullanan gencecik insanlara, orantısız ve aşırı şiddet uygulatarak bastırmaya kalkması sonucunda, Türk Milleti´nin; “Yeter, biz kendi vatanımızda daha fazla bunu çekmek zorunda değiliz” diyerek, kendi bireysel hak ve özgürlükleri için, demokrasi için hep birlikte mücadele etmeye karar vermesidir GEZİ. Türk Milleti´nin, kendisini bugüne dek rahatsız eden tüm bu olan bitene daha fazla sessiz kalırsa, giderek daha az özgür, daha az kendisi ve daha az mutlu olacağının farkına varması, uzun zamandır görevini yapmayan, yapamayan kurumlara güvenmektense, kendi geleceği için mücadele etmekten ve direnmekten başka hiçbir seçeneğinin kalmadığını sonunda görmesi ve bu yüzden de dayanışmak,  birleşmek, birlikte hareket etmek gerektiğini kavramasıdır…

Her geçen gün, her birimizin birey hak ve özgürlüklerinin budandığı, ne kadar çocuk yapacağımıza, ne zaman yapacağımıza, bankta nasıl oturacağımıza, nerede öpüşeceğimize, ne zaman içeceğimize, nerede güleceğimize vs her şeye karışma hakkını kendinde gören, kızlarla erkeklerin birlikte görünmesinden bile rahatsız olan, tüm okulları imam hatibe çevirmeye çalışan, dindar nesil yetiştirince tüm sorunlarımızın çözüleceğini zanneden, ülkede demokrasi ve hukukun giderek erozyona uğratıldığı, demokrasinin tamamen seçim sandıklarından çıkan oy oranına indirgendiği, hiçbir kontrol ve denge mekanizmasının, şeffaflığın ve hesap verilebilirliğin kalmadığı son derece yanlış ve hastalıklı bir mantıkla yürüyen sisteme, artık gençlerin, “buraya kadar” demesidir aslında GEZİ…

GEZİ, aynı çağdaş değerlere inanan ve tüm sistemin, insanın temel hak ve özgürlükleri üzerine kurulması gerektiğini düşünen, çağ dışı tüm yasakları ve baskıcı zihniyeti reddeden, kimseyi ötekileştirmeyen ancak bugüne dek örgütlenme ihtiyacı hissetmemiş veya bunu nasıl yapacağını bilmeyen milyonlara örgütlü mücadelenin gücünü gösterdi…

 Hükümet, halkın neden isyan ettiğini ve yaşanan bu korkunç süreçte kendi payına düşen hataları kabul edip özeleştiri yapabilmeliydi ve göstericilere karşı pozisyonunu da bu özeleştiriye göre belirlemeliydi. Erdoğan, o dönemde Afrika gezisindeyken, buradaki hükümet yetkilileri, olayların ciddiyetini kavramışlar ve özür bile dilemişler, mesaj alındı diyerek süreci yumuşatmaya çalışmışlardı. Ancak Erdoğan gelir gelmez, başkaldırının kendisine karşı olduğunu çok iyi bildiği için, mesaj alındıları, özürleri elinin tersiyle itip, tüm bu yaşanan hak arama mücadelesini ve haklı isyanı, dış mihrakların, faiz lobisinin, uluslararası medyanın, Türkiye´nin son yıllardaki başarısını kıskanan dış güçlerin ülkemizdeki oyunlarına, provokatörlere bağlayınca, Gezi Parkı direnişçileri, sokaktaki halk bir anda terörist haline geliverdi…

Provokatörler için, Gezi Parkı direnişinde yanlış üstüne yanlış yapan hükümet ve polisin şiddeti ve acımasızlığından daha iyi ortam mı olur. Böyle bir kaos ortamı yaratılırsa mutlaka provokasyonlar da olacaktır. Gezi Parkı direnişi halkın % 100 haklı direnişidir. Provokasyonlar bu asil mücadelenin değerini azaltamaz…

 MALKARA BELEDİYE BAŞKANI ULAŞ YURDAKUL; '21 Mart´ta tüm Malkara halkını ağaç dikmeye davet etti

 Malkara Belediye Başkanı Ulaş Yurdakul sökecekleri ağaçları ve ayrıca yüzlerce ağacı Sinanpaşa merasına dikeceklerini ifade ederken,

'65 yaş üstü vatandaşlarımızı davetlimiz olarak 21 Mart´ta ağaç dikim alanına götüreceğiz. Saat 10 00´da başlayacak etkinliğimize tüm halkınız davetli olacaktır' dedi.

 

Kirasını almak için girdiği evde şoke oldu

Kayıp adam için ikinci kazı

595 litre kaçak içki ele geçirildi

Ters yöne giren araç ölüm getirdi

Babasının ağır küfürlerine dayanamayan genç babasını öldürdü

Çöp yakayım derken bağ evini yaktı

Çatı parça parça uçtu

Hırsızlığa üzülen taraftar takımına çamaşır makinesi hediye etti

2 gün içinde evi 2. kez soyuldu

İran uyruklu 4 kişi polis süsüyle Makedon turistleri gasp etti

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 32 28 1 3 53 87
2.Fenerbahçe 32 27 1 4 57 85
3.Trabzonspor 32 16 12 4 12 52
4.Beşiktaş 32 14 12 6 4 48
5.Rizespor 32 14 12 6 -4 48
6.İstanbul Başakşehir 32 13 12 7 4 46
7.Kasımpaşa 32 13 12 7 -2 46
8.Sivasspor 32 11 10 11 -5 44
9.Antalyaspor 32 10 10 12 -1 42
10.Alanyaspor 32 10 10 12 -5 42
11.Adana Demirspor 32 9 10 13 5 40
12.Samsunspor 32 10 14 8 -6 38
13.Ankaragücü 32 8 11 13 -1 37
14.Kayserispor 32 10 12 10 -9 37
15.Konyaspor 32 8 12 12 -11 36
16.Hatayspor 32 7 13 12 -8 33
17.Gazişehir Gaziantep 32 8 17 7 -15 31
18.Fatih Karagümrük 32 7 16 9 -6 30
19.Pendikspor 32 7 16 9 -28 30
20.İstanbulspor 32 4 21 7 -34 16