EDA NUR IŞIKSAL

Tarih: 26.11.2018 11:42

“FARKINDA MIYIZ?”

Facebook Twitter Linked-in

“Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından bir kopmuş demektir.”

Mustafa Kemal Atatürk´ün her sözü üzerinde düşünen biri olarak sanat konusuna biraz daha dikkat etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Günümüzde medya ve sanatın iç içe olduğu, gerek ülke kültür ve sanatının gerek dünya akımlarının hızla yayıldığı bir ortamdayız.

Ata´mın dediği bu hayat damarını ise gerek kendi psikolojilerimiz gerek genç nesillerimiz üzerinde olumlu ya da olumsuz kullanmakta bizim ellerimizde. Resimden, müziğe , sinemadan, heykele uzanan her alanda sanata dışarıdan bir gözle bakabilir miyiz?

Yirmili yaşlara ancak gelen medya yüzlerimizin kliplerinde, şarkılarımızın sözlerinde, televizyonlarımızda, hatta sanat galerimizde artık baskın olarak şiddet psikolojisi ile karşılaşıyoruz. Özendirilen figürler nezaket bilen erkekler, zarif kadınlar, eğitici ögeler olması gerekirken hemen her yerde kadına değilde bedenine yönelik değerlerle, farklı maddeleri normalleştiren sahnelerle, kişinin bilinçaltını bağımlılık ve zaaflara itecek pek çok iletiyle karşılaşıyoruz. Dizilerden sonra saldırganlık dürtüsü doğan, kliplerden sonra özendiği giyim tarzını yansıtan, bağımlılıkları teşvik eden bir düzen ile ne kadar sanatımıza sahip çıkabiliriz dahası ne kadar çağdaş uygarlık seviyesine ulaşabiliriz? Bunu tartışma konusu yapmak gerekecetir. En önemlisi ise evde televizyon karşısındaki bebeğimizden, konserdeki gencimize, sanat galerisindeki sosyal vatandaşlarımıza yüksek bir bilinç geliştirerek gelişime giden ürünler ortaya koymak ve onları desteklemek olacaktır. Amacımızın on sekiz yaşında madde bağımlısı, silahlara özel ilgi duyan, modayı kendi zevkleri değilde sokaklardaki yarış uğruna yaşatan gençlerle bir dünya kurmak olmadığına eminim!

 Benim toplumum yeri geldiğinde piyona başında oturup yeri geldiğinde güneşin aydınlığında tablolar çıkaran yeri geldiğinde tarlasında bile sanatını kendi tarzında ortaya koyan bir toplumdur ve öyle kalacaktır. Sadece biraz daha farkındalığa ihtiyacımız var. Yer altındaki karanlığı değilde bulutların arasındaki güneşin aydınlığını göreceğimiz günler dilerim…

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —