Biz gazeteciler yıllardır 3 Mayıs gününün TÜRKÇÜLÜK GÜNÜ olduğunu çok iyi biliyoruz
Ayrıca Fenerbahçelilerde 3 Mayıs´ı hem Türkçülük günü hem de kulüplerinin kuruluş yıldönümü olarak kutluyor
Bu sene karşımıza “3 Mayıs Basın Özgürlüğüzü kutluyoruz” adıyla anlamsız birşey çıktı
Bu duruma tüm basın mensupları hem şaşırdı, hemde çok üzüldü
Neden mi?
Gazetecilerin zaten iki tane önemli günü var
Bunlardan bir tanesi 10 Ocak çalışan gazeteciler günüdür
Diğeri ise Tanzimat zamanında sansürün kaldırılmasını ifade eden 1946 yılından beri, benimde mensubu olduğum Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin önerisiyle kutlanan 24 Temmuz sansürün kaldırılış günüdür
Siz 24 Temmuz´da kutladığımız sansürün kaldırılışınıda bu dönemde çok ciddiye almayın, o nedenle 10 Ocak günümüzü kutlayın yeter
Gazetecilerin ayrıca üçüncü bir güne ihtiyacı olmadığı gibi 3 Mayıs´ın TÜRKÇÜLÜK GÜNÜ olup kutlanmasının Gazeteciler içinde memnuniyet vesilesi olacağını açıkça ifade edebiliriz
Her yıl 3 Mayıs TÜRKÇÜLÜK GÜNÜ olarak kutlanırken bu yıl kafa karışıklığı ile neden Basın Özgürlüğü gününe çevrildi? Bakın onu biz basın mensuplarıda bilemiyoruz
T. C ibaresinin birçok devlet dairesinden kaldırılmasına büyük tepkiler gelmişti, şimdide Türkçülük Günü buna benzer bir sebeple mi kaldırıyor?
Biz gazeteciler olarak bu duruma tepkiliyiz ve 3 Mayıs TÜRKÇÜLÜK GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN diyerek günümüzü kutluyoruz
Laik Türk devletimin cumhuriyet çocukları olarak bir kez daha haykırıyoruz NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE...
PEKİ GAZETECİLER ÖZGÜR MÜ?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, 24 Temmuz Basın Bayramı´nın 111´inci yıl dönümünde basının kara tablosunu açıklamıştı
İlgezdi, 2009-2017 yılları arasında Cumhuriyet Başsavcılıklarınca basın suçları ve diğer suçlardan toplam 13 bin 227 gazeteci hakkında işlem yapıldığını Aynı dönemde mahkûm olan gazeteci sayısında yüzde 160 arttığını belirtmişti
İlgezdi ayrıca; “Adalet Bakanlığı´nın 2017 yılına kadar açıkladığı Basın Kanuna ilişkin veriler her nedense 2018 yılından sonra açıklamamaya başladı”dedi
GAZETECİLİK ÇOK ZORLAŞTI
CHP´nin Genel Başkan yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi gazetecilerin sondurumunu şöyle yorumladı;
Yaşanan baskı, sansür, işten çıkarma, kapatma, hapsetme zorluklarına karşı gazetecilik gün geçtikçe daha zor şartlar altında yapılıyor.
Medya kuruluşlarının el değiştirerek iktidara yakın olan YANDAŞLARA geçmesi, kapanmalara ve daralmalara neden olmakta, gazetecilik yaptıkları için istenmeyen ilan edilen kalemler işsiz bırakılmaktadır.”dedi
GAZETECİLERE BERAAT AZALDI:
Gamze Akkuş İlgezdi son olarak 2017 yılından sonra Adalet bakanlığının aldığı keyfi kararla basın suçluları hakkında bilgi akışını kestiğini o nedenle kıyaslamayı son üç yılın oranları görüp, yapılamadığını ve eski verilerinde içaçıcı olmadığını şu örnekle belirtmişti;
“Türkiye´de 2009-2017 yılları arasında Basın kanununa muhalefet ettiği gerekçesiyle sanık sandalyesine oturan 5 bin 898 gazeteciden bin 526´sı mahkûm oldu.
2017 yılında mahkûm olan gazeteci sayısı bir önceki yıla göre yüzde 47 artarken, beraat eden gazeteci sayısı ise yüzde 51 oranında azaldı.” demişti
BAŞIMIZDA BİRDE BİK VAR!...
Gazetecilerin en büyük sıkıntılarından biriside başlarında BİK (Basın İlan Kurumu)nun olmasıdır
Bu kurumun verdiği tek bir fayda olmadığı gibi Gazetecilerin ‘kamuya´ kestiği (belediye, Ticaret Odaları, diğer tüm odalar, dernekler, kooperatifler) faturalardan % 15 komisyon kesmesidir
Düşüne biliyor musunuz?
Belediye başkanı veya bir sivil toplum örgütü başkanı diyelim ki halkın bayramını kutlayacak ve yerel gazeteye bir ilan verecek veya kamuoyuna bir bildiri yayınlayacak işte bu ilan bedelinin % 15´ini BİK komisyon adıyla kesiveriyor
Sonrasında ise, biz gazetecilerde her esnaf gibi ayrıca vergimizi, stopaj, doğalgaz, elektrik, telefon kira vs. ödüyoruz
Kısacası bir esnaf diyelim ki belediyenin AŞ EVİNE domates, biber, et sattı parasını rahatça alıp harcıyor
Bir matbaacı belediyeye broşür, dergi matbu evrak bastığında fatura bedelinin tamamını alıp istediği gibi harcayabiliyor
Ancak biz gazeteciler yaptığımız ilanın, kamuoyuna duyurunun, gazete satış bedelinin parasını maalesef tam olarak alamıyoruz
Bizim fatura bedelimiz her nedense BİK hesabına yatıyor BİK´´te faturamızdan her nedense % 15 komisyonunu alıyor paramızı 15 ila 30 gün sonrasında eğer vergi sigorta borcumuz varsa o kurumlara yatırıyor eğer borcumuz yoksa bizim hesabımıza yatırıyor
Bu nasıl bir iştir anlaşılır gibi değil...
Bu konuda hükümetin kapısını Türkiye Gazeteciler Federasyonu olarak defalarca aşındırdık ancak sonuç nafile...
Son çıkan af kanununda ise hırsız, dolandırıcı vardı, ancak gazeteci yoktu
Özgür basın diyorsunuz ya?
Alın size özgür basın...
Biz gazeteciler yıllardır 3 Mayıs gününün TÜRKÇÜLÜK GÜNÜ olduğunu çok iyi biliyoruz
Ayrıca Fenerbahçelilerde 3 Mayıs´ı hem Türkçülük günü hem de kulüplerinin kuruluş yıldönümü olarak kutluyor
Bu sene karşımıza “3 Mayıs Basın Özgürlüğüzü kutluyoruz” adıyla anlamsız birşey çıktı
Bu duruma tüm basın mensupları hem şaşırdı, hemde çok üzüldü
Neden mi?
Gazetecilerin zaten iki tane önemli günü var
Bunlardan bir tanesi 10 Ocak çalışan gazeteciler günüdür
Diğeri ise Tanzimat zamanında sansürün kaldırılmasını ifade eden 1946 yılından beri, benimde mensubu olduğum Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin önerisiyle kutlanan 24 Temmuz sansürün kaldırılış günüdür
Siz 24 Temmuz´da kutladığımız sansürün kaldırılışınıda bu dönemde çok ciddiye almayın, o nedenle 10 Ocak günümüzü kutlayın yeter
Gazetecilerin ayrıca üçüncü bir güne ihtiyacı olmadığı gibi 3 Mayıs´ın TÜRKÇÜLÜK GÜNÜ olup kutlanmasının Gazeteciler içinde memnuniyet vesilesi olacağını açıkça ifade edebiliriz
Her yıl 3 Mayıs TÜRKÇÜLÜK GÜNÜ olarak kutlanırken bu yıl kafa karışıklığı ile neden Basın Özgürlüğü gününe çevrildi? Bakın onu biz basın mensuplarıda bilemiyoruz
T. C ibaresinin birçok devlet dairesinden kaldırılmasına büyük tepkiler gelmişti, şimdide Türkçülük Günü buna benzer bir sebeple mi kaldırıyor?
Biz gazeteciler olarak bu duruma tepkiliyiz ve 3 Mayıs TÜRKÇÜLÜK GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN diyerek günümüzü kutluyoruz
Laik Türk devletimin cumhuriyet çocukları olarak bir kez daha haykırıyoruz NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE...
PEKİ GAZETECİLER ÖZGÜR MÜ?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, 24 Temmuz Basın Bayramı´nın 111´inci yıl dönümünde basının kara tablosunu açıklamıştı
İlgezdi, 2009-2017 yılları arasında Cumhuriyet Başsavcılıklarınca basın suçları ve diğer suçlardan toplam 13 bin 227 gazeteci hakkında işlem yapıldığını Aynı dönemde mahkûm olan gazeteci sayısında yüzde 160 arttığını belirtmişti
İlgezdi ayrıca; “Adalet Bakanlığı´nın 2017 yılına kadar açıkladığı Basın Kanuna ilişkin veriler her nedense 2018 yılından sonra açıklamamaya başladı”dedi
GAZETECİLİK ÇOK ZORLAŞTI
CHP´nin Genel Başkan yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi gazetecilerin sondurumunu şöyle yorumladı;
Yaşanan baskı, sansür, işten çıkarma, kapatma, hapsetme zorluklarına karşı gazetecilik gün geçtikçe daha zor şartlar altında yapılıyor.
Medya kuruluşlarının el değiştirerek iktidara yakın olan YANDAŞLARA geçmesi, kapanmalara ve daralmalara neden olmakta, gazetecilik yaptıkları için istenmeyen ilan edilen kalemler işsiz bırakılmaktadır.”dedi
GAZETECİLERE BERAAT AZALDI:
Gamze Akkuş İlgezdi son olarak 2017 yılından sonra Adalet bakanlığının aldığı keyfi kararla basın suçluları hakkında bilgi akışını kestiğini o nedenle kıyaslamayı son üç yılın oranları görüp, yapılamadığını ve eski verilerinde içaçıcı olmadığını şu örnekle belirtmişti;
“Türkiye´de 2009-2017 yılları arasında Basın kanununa muhalefet ettiği gerekçesiyle sanık sandalyesine oturan 5 bin 898 gazeteciden bin 526´sı mahkûm oldu.
2017 yılında mahkûm olan gazeteci sayısı bir önceki yıla göre yüzde 47 artarken, beraat eden gazeteci sayısı ise yüzde 51 oranında azaldı.” demişti
BAŞIMIZDA BİRDE BİK VAR!...
Gazetecilerin en büyük sıkıntılarından biriside başlarında BİK (Basın İlan Kurumu)nun olmasıdır
Bu kurumun verdiği tek bir fayda olmadığı gibi Gazetecilerin ‘kamuya´ kestiği (belediye, Ticaret Odaları, diğer tüm odalar, dernekler, kooperatifler) faturalardan % 15 komisyon kesmesidir
Düşüne biliyor musunuz?
Belediye başkanı veya bir sivil toplum örgütü başkanı diyelim ki halkın bayramını kutlayacak ve yerel gazeteye bir ilan verecek veya kamuoyuna bir bildiri yayınlayacak işte bu ilan bedelinin % 15´ini BİK komisyon adıyla kesiveriyor
Sonrasında ise, biz gazetecilerde her esnaf gibi ayrıca vergimizi, stopaj, doğalgaz, elektrik, telefon kira vs. ödüyoruz
Kısacası bir esnaf diyelim ki belediyenin AŞ EVİNE domates, biber, et sattı parasını rahatça alıp harcıyor
Bir matbaacı belediyeye broşür, dergi matbu evrak bastığında fatura bedelinin tamamını alıp istediği gibi harcayabiliyor
Ancak biz gazeteciler yaptığımız ilanın, kamuoyuna duyurunun, gazete satış bedelinin parasını maalesef tam olarak alamıyoruz
Bizim fatura bedelimiz her nedense BİK hesabına yatıyor BİK´´te faturamızdan her nedense % 15 komisyonunu alıyor paramızı 15 ila 30 gün sonrasında eğer vergi sigorta borcumuz varsa o kurumlara yatırıyor eğer borcumuz yoksa bizim hesabımıza yatırıyor
Bu nasıl bir iştir anlaşılır gibi değil...
Bu konuda hükümetin kapısını Türkiye Gazeteciler Federasyonu olarak defalarca aşındırdık ancak sonuç nafile...
Son çıkan af kanununda ise hırsız, dolandırıcı vardı, ancak gazeteci yoktu
Özgür basın diyorsunuz ya?
Alın size özgür basın...