Tarih: 16.02.2018 18:20

SEZER; ‘´TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ DERNEK DEĞİLDİR´´

Facebook Twitter Linked-in

Tekirdağ Barolar Birliği gerçekleştirdikleri basın toplantısında Türkiye kelimesini hak eden kurumların kullanacağı yeni yasa tasarısına karşı tepkilerini gösterdi.

Afrinde Gerçekleştirilen Harekata Destek Verdiler

 Konuşma yapan Baro Başkanı Av. Erhan Sezer ‘´Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerinin vatanımızın savunması ve muhafaza edilmesi için afrin de gerçekleştirilen harekatta şehit düşen Mehmetçiklerimizin kederli ailelerine ve  Türk Milletine  başsağlığı diliyorum. Yaralanan askerlerimize de acil şifalar diliyorum.´´ Dedi.

Türkiye Barolar birliğinin başındaki Türkiye kelimesini kaldırılması ve Baroların yapılarında düşünülen olası değişiklikler konusunda yasa hazırlığı konusunda Tekirdağ Barosunun görüşlerini açıklamak üzere bir araya geldiklerini belirten Sezer konuşmasına devam etti.

‘´Geçtiğimiz haftalarda Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Türk Tabipler Birliğinde yapmış olduğu açıklamayı gerekçe göstererek buna karşı yapılan açıklamanın hemen ekinde konuya Türkiye Barolar Birliğini de dahil edip bu konu ile ilgili yasal bakanlar kurulunun yasa çalışması yapacağını ve Türkiye kelimesini hak eden kurumların kullanacağı ile ilgili açıklamada bulunması ile başlamak istediğini belirterek ‘´Biz bu konuyla ilgili Tekirdağ barosu olarak görüşümüzü paylaşmak istedik.  Biz Tekirdağ barosu olarak diyoruz ki; “Avukatlık mesleğinin nitelikleri ve önemi, bir kamu hizmeti olduğu, avukatın yargılama süreci içinde adaletin bulunup ortaya çıkarılmasında görev aldığı, kamu yararını koruduğu, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu´nun genel gerekçesinde belirtilmiştir. Yasa´nın 1. ve 2. maddelerinde avukatlığın kamusal yönü ağır basan bir meslek olduğu vurgulanmıştır. Bilgi ve deneyimlerini öncelikle adalet hizmetine vererek, adalete ve hakkaniyete uygun çözümler için hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasında yargı organlarıyla yetkili kurul ve kurumlara yardımı görev bilen avukatın, hukuk devletinin yargı düzeni içindeki yeri özellik taşımaktadır.´´ diyerek konuşmasını sürdürdü.

‘´Hukuk Devletinin Olmazsa Olmazı Bağımsız Yargı´´


Anayasa´nın 135. maddesi ile birlikte Avukatlık Kanunu´nun Barolara ve Türkiye Barolar Birliği´ne yüklediği görevler, tanıdığı hak ve yetkilerle bu kuruluşların toplum ve devlet yaşamı için göz ardı edilmeyecek önemleri de düşünülürse, avukatların genel niteliklerine verilen değer kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.“Hukuk devletinin olmazsa olmaz koşulu olan “bağımsız yargı”, yargının olmazsa olmaz koşulu olan “savunma” ile birlikte anlam kazanır. Savunma, “sav-savunma-karar” üçgeninden oluşan yargının vazgeçilmez öğesidir. Adaletli bir yargılamanın varlığı, ancak avukatın etkin katılımıyla sağlanabilir. Eksiği ya da fazlası olmayan bu değerlendirmeler Anayasa Mahkemesi´ne aittir ve 5558 sayılı “Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un avukatlık sınavını kaldıran, 1 inci maddesini iptal eden 2007/16 - 2009/147 numaralı ve 15.10.2009 tarihli kararının gerekçesinden alınmıştır.Bu değerlendirmeler tüm dünyada avukatlar, barolar ve baro birlikleri için geçerli olan değerlendirmelerdir. Avukatlar ve örgütleri bağımsız ve tarafsız yargı içinde bağımsız savunmayı temsil etmekte, bu temsile uygun olarak, diğer sivil toplum kuruluşları ile ilgilendirilemeyecek şekilde örgütlenmekte, tüzel kişilik kazanmakta ve yargının işleyişine katkıda bulunmaktadırlar. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri´nde yargıç ya da savcı olabilmenin koşulu önce başarılı bir avukatlıktır. Bu nedenle ABD´de yargıç ve savcılar baro üyesidir. Hiçbir ülkenin yöneticilerinin aklına baroları yargı içinden çıkarıp dernek olarak düzenlemek, baroların üst birliğine ulusal niteliğini kaybettirmek gelmemiştir. Aksine savunma mesleğini geliştirerek, yargının dahi iyi çalışmasını bütünlük içinde sağlama arayışındadırlar, 181 barosu olan Fransa, bir çatı altında toplanmanın zorunlu olduğunu görerek 1990 yılında Fransa Barolar Birliği´ni kurmuştur. Yürürlükteki yasasını örnek almaya çalıştığımız Macaristan ise şu sıralarda daha da ileri ve çağdaş bir avukatlık yasası hazırlamaktadır.Dünyada uygulama bu şekilde olduğu halde gündemimize birden bire Türkiye Barolar Birliği´ni ulusal niteliğinden çıkarmak ve barolar ile birlikte dernek statüsüne dönüştürmek getirilmiştir. Ülkenin ve ulusumuzun içinde bulunduğu onlarca sorun sürerken “Türk Tabipleri Birliği denen bu kuruluşun Türklük ile alakası yok. Türkiye Barolar Birliği´nin de Türkiye´ye layık olan hiçbir tarafı yok. Çıkarılacak olan kanunlarda Bakanlar Kurulu kararıyla bu ülkede tüm hukukçular doktorlar kendi derneklerini kurabilecekler ve para ödemesi yapmayacaklar.” ifadesi ile bu içerikte bir tartışma başlatmak sorun çözmeyecek, bölünmüş farklı yapılar yaratacaktır.

‘´Sav, Savunma, Karar Üçlüsü´´

Yargı organlarına güvensizliğin arttığı, yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına inananların azaldığı günümüzde, savunma ve onun örgütleri barolar ile Türkiye Barolar Birliği´nin sav, savunma, karar üçlüsünden yani yargı erki içinden çıkarılarak sıradan bir dernek haline getirilmek istenmesinin demokrasi ile hukuk devleti ile ve de yargı bağımsızlığı ile herhangi bir ilgisi yoktur. 
Sorun çözmeyecek tersine yüzlerce sorun yaratacak bu arayış ve tartışmalar yerine “yargı erki”  bir bütün olarak güveni sağlayacak, hukuk eğitiminden başlayarak yargının tüm sorunlarını çözecek çağdaş düzenlemelere gereksinim vardır. Ancak böylelikle Anayasa Mahkemesi´nin kararında belirttiği gibi hukuk devletinin olmazsa olmaz koşulları olan “bağımsız yargı” ve “bağımsız savunma” sağlanabilecektir. Türkiye Barolar Birliği Türkiye´dir. Türkiye Barolar ve Birliği Dernek Değildir.´´  dedi.

 

Gerçekleştirilen basın toplantısı fotoğraf çekimi ile son buldu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —