“ÇAĞDAŞ VE ÖZGÜR BİR ÜNİVERSİTE İÇİN ADAYIM”

Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektör Adayı Prof. Dr. Burhan Arslan:

“ÇAĞDAŞ VE ÖZGÜR BİR ÜNİVERSİTE İÇİN ADAYIM”

Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi’nde Rektörlük seçimleri için geri sayım başladı. Seçimlere 3 hafta kala Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burhan Arslan, 20-21-22 Nisan 2015 tarihlerinde yapılacak olan Rektörlük seçimleri için adaylığını açıkladıktan sonra, projelerini Posta Trakya okurlarıyla paylaştı. Arslan’ın üniversitenin mevcut durumunu ortaya koyduğu ve göreve gelirse yeni dönem için uygulamayı düşündüğü projelerini anlattığı samimi röportajı beğeninize sunuyoruz.

* Uzun yıllar üniversite yönetiminde çeşitli görevler aldınız. Aday olmaya nasıl karar verdiniz?

20 yılı aşkın bir süredir çeşitli birimlerde akademik ve idari görevlerde bulunmaktayım. Bu dönem içerisinde edindiğim deneyimleri üniversitemizin gelişmesi, özgürleşmesi kurumsallaşması, uluslararasılaşması, , eğitim- öğretim ve araştırma faaliyetlerinin kalite düzeyinin yükselmesi ve sosyal sorumluluk projeleri ile topluma hizmet görevimi yerine getirmeyi kendime dert edindim. Bu amaçla 2011 yılında rektör adaylığı için girişimim olduysa da o dönemki şartlar gereği bir aday etrafında kenetlenme zarureti hissettiğim için adaylıktan feragat etmiştim. Ancak baştan beri savunduğum “önemli olan rektörlüğü kazanmak veya rektör olmak değil iyi hizmet etmektir“ şeklindeki yönetim anlayışından zamanla uzaklaşılması, verilen sözlerin tutulmaması, adalet ve liyakatin yerine yalnızca sadakatin esas alınması sonucu oluşan güven kaybı ve derin görüş ayrılıkları nedeniyle üstlenmiş olduğum Rektör Yardımcılığı görevinden ayrılmak durumunda kaldım. Son dönemde yönetime olan güvenin iyice kaybolması, huzursuzluk ve geleceğe yönelik karamsarlık karşısında akademik ve idari personelimizin teşvikleri neticesinde önce ailemle, sonra öğretim elemanları ve süreçte etkili ve belirleyici olan çevrelerle yaptığım görüşmeler ve değerlendirmeler sonucunda adaylığımı ilan ettim. Rektör adaylığının bir macera peşinde koşmak olmadığının, bu görevin son derece zor ve meşakkatli olduğunun ancak, bir o kadar da onur verici olduğunun bilincindeyiz. Bu inançla çıktığımız yolda, hepimizin sesi olmak ve Üniversitemizi birlikte yönetmek için adayız.

ÜLKEYE VE MİLLETE DEĞER KATMAK İÇİN VARIZ

* Seçilmeniz durumunda Namık Kemal Üniversitesi’ni çağdaş üniversiteler konumuna getirmek için neler yapmayı düşünüyorsunuz?

Bakın siz bu sorunuz ile aslında çok önemli bir tespiti bizzat yapmış bulunmaktasınız, “çağdaş üniversiteler konumuna getirmek” derken, bugün itibariyle çağdaş bir üniversite olamadığımızı siz ifade etmektesiniz. Bu tespit büyük ölçüde yerindedir. Mevcut yönetimin hakim anlayışı, Namık Kemal Üniversitesi’nin fiziki altyapılarını geliştirmenin, daha açık bir ifadeyle bina yapmanın ve öğrenci sayısının artırılmasının yeterli olduğu yönündedir. Ancak artık “Müteahhit Rektör” anlayışının değişmesi gerekir. Bizim öncelikle bu kapsamda yapmak istediğimiz, akademisyenlere her açıdan dünya standartları doğrultusunda tam bağımsız, özgür bir çalışma ortamı sağlamaktır. Günümüzde toplumların üstünlükleri Bilim ve Teknoloji alanında vardıkları düzeyler ile ölçülmektedir.  Çağdaş Üniversite, yüksek düzeyde eğitim ve öğretim faaliyetleriyle seçkin kadrolar yetiştiren, bilimsel ve teknolojik araştırmalar yapan ve bu araştırmaların sonuçlarını toplum yararına sunan, sosyal ve ekonomik kalkınmaya hizmet eden kurumlardır. Üniversitelerin bu rolünü gerçekleştirmesi için sınırsız bir ifade özgürlüğü ortamına sahip olması zorunludur. Sayın Başbakanımız Davutoğlu’nun bu bir konuşmasında sarf ettiği “Hiç kimse üniversitelerde düşünce özgürlüğüne sınırlama getiremez”  sözü altı kalın harflerle çizilmesi gereken bir sözdür. Başbakan’ın üniversitelerde sınırsız düşünce özgürlüğü kavramına vurgu yapması, çok önemli bir konudur. Biz de bu ifade özgürlüğü ortamını üniversitemizde oluşturmaya yönelik adımlar atacağız.

ÖZGÜRLÜKÇÜ, DEMOKRATİK VE KATILIMCI BİR YÖNETİM

Bunun dışında hükümetimiz son yıllarda üniversitelerin atağa geçmesi yönünde önemli kaynak transferlerin gerçekleşmesini ve yeni yatırımların yapılmasını sağladı. Ancak bu kaynakların etkin kullanımı ve yeni kaynaklar yaratma noktasında bazı sıkıntılar olduğu da bir gerçektir.  Bugün itibariyle eğitim öğretim faaliyetlerini yürüten Güzel Sanatlar, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Veteriner Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ile İlahiyat Fakültesinin müstakil binaları dahi bulunmamaktadır. Tekirdağ ilimiz bilindiği üzere önemli sanayi kuruluşların faaliyete bulunuldukları bir merkez konumuna gelmiştir. Ancak üniversite yönetiminin bu potansiyeli yeterince değerlendiremediğini görmekteyiz. Karşılıklı bir etkileşim yoluyla iş adamları, hayırseverler sivil toplum kuruluşları devreye sokularak üniversite şehir bütünleşmesi sonucunda gerekli kaynağın yaratılması kaçınılmaz bir gereksinim haline gelmiş durumdadır. Biz görevi devraldığımızda üzerinde duracağımız hususlardan biri de bu olacaktır. Bölgemizde genç işsizlik oranı oldukça yüksek düzeylerde seyretmektedir. Durum özellikle üniversite mezunları arasında daha düşündürücü bir tablo ortaya koymaktadır. Demek ki, biz işgücü piyasasının talep etmiş olduğu işgücünü yetiştirmekten uzak kalmaktayız. Bu nedenle göreve geldiğimde sektör temsilcileri ve akademisyenlerimizi bir araya getirip eğitim programlarımızı bir diyalog süreci kapsamında yeniden yapılandırmak istemekteyim. Başta MYO ve Yüksekokulların kuruluş amacının vasıflı ara eleman yetiştirmek olduğunu ve bu hedefe yönelik olarak yapılandırılması gerektiğini unutmamalıyız. Mevcut programlar ve yeni açılacak olan programların bu hedefler doğrultusunda yapılandırılmasını sağlayacağız. Günümüz dünyasında akademisyenlerin salt odalarına veya laboratuvarlarına kapanıp dünyadan kopuk bir biçimde bilim üretebilmesi olanak dâhilinde değildir. Dünya bilim ağlarıyla entegrasyonun artırılması yönünde çalışmalar yürütmek arzusundayım. Öğrencilerimize yönelik olarak farklı ülkelerde yurtdışı tecrübesi kazanmak, kendilerini geliştirmek hedefi doğrultusunda çifte diploma başta olmak üzere uygulamaları hayata geçirmek üzere gerekli teşvikleri sağlayacağız. Yine farklı ülkelerden öğretim üyelerinin üniversitemize gelerek, bilgi ve tecrübelerini aktarma yolunda imkânların geliştirmelerine çaba harcayacağız. Tüm bu hususlar Namık Kemal Üniversitesini çağdaş bir üniversite konumuna taşıyacaktır. Bu hedefe ulaşmamız imkân dâhilindedir ve ulaşabiliriz, ben de bu nedenle bu göreve talip oldum.

ÜNİVERSİTE –ŞEHİR BÜTÜNLEŞMESİNİ SAĞLAYACAĞIZ

* Rektör seçilmeniz durumunda nasıl bir yönetim şekli uygulamayı düşünüyorsunuz?

Öncelikle belirtmek isterim ki adalet, liyakat, tarafsızlık, dürüstlük, şeffaflık ve katılımcılık yönetim anlayışımızın vazgeçilmez ilkelerini oluşturacaktır. Temel yaklaşımımız ve politikamız önce insana saygı ilkesini esas alarak, herkesin hakkını, hukukunu korumak, üniversite-sanayi, üniversite-kamu, üniversite-sivil toplum ilişkilerini sıkı sıkıya tesis etmek suretiyle üniversite–şehir bütünleşmesini sağlamak olacaktır. Üniversitemizin farklı birimlerinden oluşturacağımız hakkaniyete uygun, güçlü ve aktif bir yönetim kadrosu ile “müteahhit rektör, protokol rektörü” anlayışı yerine “koşan, çalışan, terleyen, projelere, kurumsallaşmaya, kaliteye ve uluslararasılaşmaya önem veren bir yönetim“ oluşturacağız. Bizim dönemimizde bütün birimlerimizin bina, laboratuvar, sosyal tesisler gibi fiziksel altyapı ihtiyaçlarını büyük ölçüde tamamlayacak, sosyal projelere ağırlık vereceğiz. Bunun yanında enerji enstitüsü, robot teknolojisi, kemik iliği, hematoloji, onkoloji, bağımlılık, rehabilitasyon ve diyaliz merkezleri yanında sosyopark, yeşil kampüs ve Naküpark, bilim ve teknoloji merkezi, kültür ve sanat merkezi gibi yeni projelerle üniversitemize ve şehrimize değer katacağız. Üniversite yönetmek sürekli hareket halinde olan bir yapıyı yönetmektir. Büyük bir enerji ile sistemi sürekli harekete zorlayan bu dinamik yapıya ayak uydurmak ve ona yön vermek için aynı oranda aktif bir yönetim yapısı oluşturmak zorunludur. Üniversitelerimiz hiç bir ideolojinin hiç bir grubun vesayeti altına girmeden, bağımsız düşünebilen, çalışan üreten ve ürettiği ile insanlığa hizmet eden bireylerden oluşmalıdır. Bu inançla çıktığımız yolda, hepimizin sesi olmak ve Üniversitemizi birlikte yönetmek için adayız. Biz inanıyoruz ki güzel olan hiç bir gayret karşılıksız kalmaz. Bu duygularla hepinizi bir kez daha saygı ve sevgi ile selamlıyor, seçimlerin milletimiz memleketimiz ve üniversitemiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum.