MARMARA EREĞLİSİ UYUYOR MU?
Marmara Ereğlisi’nde bakanlık oluruyla yapılması planlanan kömür santrali ile ilgili yazı M. Ereğlisi resmi dairelerine de ulaştı. Şok etkisi yaratan karar, eğer 5 Temmuz tarihine kadar itiraz görmezse söz konusu santral Kaptan Demir Çelik fabrikası yanına kurulacak. Bir hafta önce gündeme gizlice sokulan bu sinsi oyunu fark ettiklerini ifade eden Marmara Ereğlisi CHP ilçe başkanı Hakan Turan, önemli açıklamalarda bulundu. “Santralin kurulması ile ithal kömürle çalışacak olan tesis, deniz kirliliğine sebep olarak çevrede binlerce yazlıkçı tabir edilen sakinleri etkileyecek ve M. Ereğlisi turizmini baltalayacak. Çevrede bulunan 140 bin dekar arazi ekilemez hale gelecek. Kurulacak olan santralin hemen yanında bulunan ve şu anda M. Ereğlisi’nin içme suyunun temin edildiği Türkmenli göletinden içme suyu temini de hayal olacak," şeklinde konuşan Turan, hava kirliliğinin had safhaya çıkacağı, çamur yağmurlarının başlayacağı ve santral çevresindeki yerleşim yerlerinde kanser hastalıklarının artacağını ifade etti. Marmara Ereğlisi’nin bu tehlikeden henüz habersiz olduğunu belirten ilçe başkanı Hakan Turan; bu konuyla ilgili birçok tepki çalışmalarına başlayacaklarını ve vatandaşları bu konuda daha duyarlı olmaya davet etti.
MİLLETVEKİLİ EMRE KÖPRÜLÜ’NÜN AÇIKLAMASI
Konuyla ilgili görüşünü aldığı Tekirdağ CHP Milletvekili Emre Köprülü gazeteci Necmi Işıksal’a şu açıklamalarda bulundu.
“Tekirdağ ilimizin önemli bir turizm ilçesi olan Marmara Ereğlisi’ne kömürden enerji üretmek amacıyla termik santral yapılacağı belirtilmektedir. Verimli toprak arazileri üzerine yapılması planlanan bu termik santral, ilçede turizmin ve tarımın bitmesi anlamına gelmektedir. Marmara Ereğlisi’nde yapılması planlanan Kömüre Dayalı Termik Santral için depreme karşı dayanıklılık riskinin incelenip incelenmediği, teknik, yasal ve ekonomik yönlerinin araştırılıp araştırılmadığı bilinmemektedir. Böyle bir santralin yapılmasıyla topraklarda kirlilik artacak, tarım ürünleri ekilemeyecek, ekilse de verim alınamayacaktır. Böyle kararlar alınırken öncelikle bu tarım arazilerinin korunması ve kamu yararının gözetilmesi gerekmektedir. Denize 1.5 km uzaklıkta, ilçenin içme suyu ihtiyacının karşılandığı Türkmenli Göleti’nin yakınında, yerleşim yerine sadece 1 km uzaklıkta, verimli tarım arazileri üzerine kömüre dayalı termik santral kurulması yeni bir çevre faciası demektir. Dolayısıyla uzun süredir tüm ülkede yaşanan Gezi parkı eylemlerinden ders çıkarması gereken hükümet bu şekilde bölgemize tamamen zarar verecek bu karardan derhal vazgeçmelidir.
1. Tekirdağ’ın Marmara Ereğlisi ilçesine yapılması planlanan Kömüre Dayalı Termik Santral kararını neye dayanarak, kimlere sorarak aldınız?
2. Denizi, kültürel ve tarihi geçmişi ile turizmin yoğun olduğu Marmara Ereğlisi’ni, yıkıma uğratacak bir karar aldığınızın farkında mısınız?
3. Yerleşim yerine 1 km uzaklıkta, denize kıyısı olan bir ilçede, kömüre dayalı termik santral yapma kararı alırken; Yerel yönetimlere, sivil toplum kuruluşlarına ve bölge halkının görüşlerine neden başvurmadınız?
Gazeteci Necmi Işıksal konuya ilişkin onlarca yetkili kişiyle görüşmüş ancak bir örnek çok dikkatini çekmiş. Gazeteci Işıksal bu konunun önemini anlatan konuyu aynen şöyle kaleme almış.
“Amerikan Akciğer Derneği’nin (ALA) yaptığı araştırma sonucuna göre, radyoaktif partikül kirlenmeden dolayı ABD’de her yıl 13 bin kişi ölmektedir. Dernek, partikül ölümlerindeki baş sorumlunun kömüre dayalı termik santraller olduğunu açıklamıştır.
Soğutma göletleri ve kül tutma barajları, herhangi bir afet veya kaza anında, çevre ve insan sağlığı açısından çok ciddi riskler oluşturmaktadır. 2008 yılı Aralık ayında, ABD Tennessee Vadisi’ndeki bir termik santralin göleti, aşırı yağan yağmurlar nedeniyle yıkıldı ve 300 dönüm alan sular altında kaldı.
Çevre sakinleri, kanser, karaciğer hasarı, nörolojik travma ve daha başka birçok rahatsızlığa neden olabileceği endişesiyle, evcil hayvanlar ve çocukların toksik maddeler ile temastan kaçınması gerektiği şeklinde uyarıldı. Arsenik, kurşun ve talyum zehirlenmesiyle ölen binlerce balık, su kaynaklarının da radyoaktif maddelerle kirlendiğini gösterdi. Su temizleme çalışmaları bugün de devam etmekte, kesin maliyetin ne olacağı ise bilinmemektedir.
Titiz temizleme çabalarına, 4 milyar dolarlık maliyete ve aradan yıllar geçmesine rağmen, bölge tehlikeli yan ürünler ve radyoaktif partiküller tarafından etkilenmektedir. Gölette bir yıl içerisinde¸ 20 ton arsenik, 21 ton kurşun, 630 ton baryum, 40 ton krom, 63 ton manganez, talyum, cıva vb gibi radyoaktif partiküller biriktiği düşünülürse, tehlikenin ne olduğu veya olabileceği daha iyi anlaşılabilir.
Bu tehlikeli enerjiyi kullanmak yerine, geleceğin, güneş, rüzgâr, dalga enerjisi vb. gibi alternatif enerji kaynaklarını öne çıkartacağı kaçınılmaz ancak bu arada, sağlığımızın ve çevrenin elden gideceği de bir gerçek. Yani, ne kadar kısa sürede termik santrallerden kurtulabilirsek, o kadar iyi olacak!
